10 Haziran 2012 Pazar

Şanslı Çocuklardık !

                           
   Sabah uyandığımızda önce kümesten söylenen sayıda yumurtayı alıp bahçeden domates, biber toplayıp kahvaltıya döndüğümüz büyük bir bahçede, kiraz ağaçlarının tepesinde, elektiriğin henüz gelmediği, akşamları gaz lambasının gölgesinde gülüşüp oynadığımız bir evde geçti çocukluğumuzun büyük bir kısmı.
    Komposto yapmayı o yaşlarda öğrendik, hayvanlarla dost olmayı, geçen arabaları sayarak oyunlar oynamayı...Oynamaya, bakmaya kıyamadığımız dürübünü misafir çocuklar kırdığında öfkelenmeyi de!
   Geniş divanlarda uyumayı, soba başında sohbetleri, patates sökmeyi, kavun karpuzun yatarak büyüyüşünü, rengarenk gülleri, keçi memesi üzümleri, vişne toplamayı...
                             
   Annemizin araba kullanmasını, babamızın ağaç budayıp sulamasını, dedemizin rengarenk çiçeklere gözü gibi bakmasını, anneannemizin gözleme pişirmesini sevinçle izlediğimiz günlerdi. Şanslı çocuklardık!
    Musluktan su içer, yalınayak dolaşırdık. Süt almaya köye gitmeye, eve dönen dededen bize alının sakız , çikolatayı beklemeye bayılırdık. Annem maydanoz, nane biçer, hep birlikte kiraz, elma ,ayva,  erik, fındık, badem, kayısı toplardık. Cevizin çıkmaz yeşili ile o zamanlar tanıştık. Dedim ya şanslı çocuklardık. O cevizin yeşili, vişnenin lekesi çıkmadı üzerimizden, çıkmayacak!

2 yorum:

  1. Ne güzel yazmış dile getirmişsin canım.Ben de dün bir blogta bunun gibi eskiyi özlemle yad eden bir arkadaşın yazısını okudum .Senin yazınla benim de içimde eskiye özlemler oluştu.Keyifliydi çabuk bitmeseydi daha da devam etsin isterdim yazın Sevgiler canım arkadaşım..

    YanıtlaSil
  2. Evet çok güzel günlerdi. Oraya yaklaştığımızda nedense hep bir ağızdan bahçe bahçe diye bağırırdık. Geçen Zeynep e anlattım geçen arabaları saymayı. Anne başka yapacak şeyiniz yok muydu dedi. Sadece yüzüne baktım diyecek sözüm yok. onlar teknoloji çocuğu bizim aldığımız zevkleri artık anlayamıyorlar. Annenlerin salça yaparken ateş yapmasını taklit edip o bahçeyi yakmaya kalktığımız günü ve halen nasıl kaçtığımızı anlayamadığım o günü hiç unutmuyorum. Vişne ağaçlarının tepesine çıkmıştık ve akşama kadar inmemiştik. Bizim yaşadığımız devir başkaydı. Vişne lekeleri çıkmadı kuzen merak etme :)))

    YanıtlaSil